Surgery İstanbul ve Liv Hospital yapmış olduğu özel anlaşma ile misafir odaklı yaklaşımı, tecrübeli hekim kadrosu ve multidisipliner çalışmayı bir araya getiriyor.
İleri tanı ve tedavi yöntemlerini dünyayla eş zamanlı kullanmayı hedefleyen Liv Hospital’da emin ellerdesiniz…
Liv Hospital’da insan vücudunun kendi kendini iyileştirme yeteneğinden ilham alarak tasarlandı.
Kusursuz hizmet anlayışı, hastalık değil sağlık kavramını öne çıkaran duruşuyla Liv Hospital, Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık vizyonunu oluşturan kurum olmayı hedefliyor. Ayrıca yaşam kalitesini arttıracak en iyi hizmeti ve çözümleri sunuyor.
Hasta odaklı yaklaşımı, seçkin hekim kadrosu, sağlık personeli, tıbbi altyapısı ve teknolojisiyle Liv Hospital, 30 bin metrekare kapalı alanda, 154 yatak, 8 ameliyathane ve 50 klinikten oluşuyor.
İsmi verilirken Leading International Vision (Sağlıkta Uluslararası Vizyon) prensibinin baş harflerinden esinlenilen Liv Hospital için, İngilizce “hayat” (live) kelimesi de var olma amacının en önemli simgesi oldu. Liv Hospital, hizmette olduğu gibi mimari yaklaşımında da insan vücudunun mucizevi kabiliyetini referans aldı.
Mimarisi için de insan vücudu gibi keskin köşelerin olmadığı akıcı bir yapı, vücudu oluşturan tüm öğeler gibi kusursuz bir yerleşim planı kurgulayan Liv Hospital, dekorasyonunu vücudun bir saat gibi işleyişinden esinlenerek oluşturdu.
Sağlıklı yaşam için kapılarını açan Liv Hospital, en büyük tedavinin huzurla başladığını biliyor. Hastanın uzmanlar tarafından takibinin yapıldığı, ilgiyle bakıldığı ve teknolojinin getirdiği avantajlarla tedavi edildiği Liv Hospital’ın ilk şubesi İstanbul Ulus’ta yer alıyor. 2014 yılı ortasında Ankara ile hizmete devam edecek olan Liv Hospital, daha sonrasında yeni şubeleri ile İstanbul ve İzmir illerinde yoluna devam edecek.
Özel sağlık sektörü çalışmalarını bilimsel platform üzerine kurgulayan, tıbbi sonuçlarını dünyanın en iyi merkezleri ile kıyaslayan Liv Hospital tıbbi kadrosu gücünü departmanların üst ihtisaslardan oluşmasından alıyor.
Liv Hospital Ekibi ve Beauty zone surgery ekibi, çıktığı bu yolculukta farklı konularda ışık tutmaya ve önder olmaya devam edecektir.
Hakkında
Üç dünya imparatorluğuna başkentlik yapmış olan İstanbul, geçmişle bugün arasında çok kuvvetli, ihtişamlı bir köprüdür. İnsan eliyle sayısız müze, camii, kilise, saray ve anıt ile süslenmiş olan İstanbul'a doğa da cömertce eşsiz güzellikler bahşetmiştir. Tarihi eserlerin daha çok Haliç-Marmara Denizi-Surlar arasındaki yarımadaya serpiştirildiği şehir, Sultan Ahmet Camii, Aya Sofya, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarayı, Rumeli ve Anadolu Hisarları ve daha birçok yapıyı haklı bir gururla sergiler. İstanbul'un tarihi semtleri, UNESCO tarafından insanlığın ortak mirası olarak tescillenmiş ve Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir. İstanbul ayrıca 2010 Avrupa Kültür Başkentleri'nden biridir.
Görülecek Yerler
Boğaziçi, Haliç, Beyoğlu, Taksim, Sultanahmet, Ortaköy, Sarıyer, Üsküdar, Kadıköy, Şile, Adalar.
Nerede, Ne Yenir?
İstanbul mutfağı, Dünyanın önde gelen mutfaklarındandır. İmparatorluk başkenti olan kente ülkenin her yanından gelen malzemeler, ustalar, tarzlar, ve lezzetler Osmanlı Türk mutfağının ortaya çıkmasına neden olmuştur. İmparatorluk mutfağının devamı olan ve yeni tatlara açık olan Türk mutfağı her gün zenginleşmektedir. İstanbul mutfağında, kuzu, koyun veya dana etine ilave edilen çeşitli sebzeler esas yemeklerdir. Pilav, börek çeşitleri, bulgur, kuru fasulye, zengin zeytinyağlı sebzeler yan öğünler olarak servis yapılır. Köfte ve şiş kebabı, döner kebap veya acılı, yoğurtlu, patlıcanlı diğer kebap çeşitlerinin makbulleri özel kebapçılarda bulunur. Hamur tartları, baklava, kadayıf ve benzerlerinin hakiki lezzetlisi, bu işi bazen birkaç nesildir devam ettiren küçük dükkanlardan temin edilir. Rakı ve ayran, en meşhur iki Türk milli içkisidir. Her ikisi de süt rengindedir: Alkollü olanı rakı; su katınca beyazlaşan sert bir içkidir. Diğeri ise sulandırılmış yoğurttan imal edilen serinletici; ayrandır. Meşhur Türk Kahvesi, küçük fincanlarda sade veya şekerli misafirlere her firsatta ikram edilir. "Bir fincan kahvenin 40 yil hatırı vardır" sözü kahvenin Türkler tarafından bilinen kıvamı ile kullanılmaya başlandığı 16. yüzyıldan beri söylenmektedir.
Yapmadan Dönme
İstanbul'un dini mimari şaheserlerinden Süleymaniye Camii'ni ve Sultanahmet Camii'ni görmeden,
Ayasofya ve Kariye Müzesi'ni ziyaret etmeden,
Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı ve Rumeli Hisarını gezmeden,
Boğaz'da ve Adalar'da vapur gezisi yapmadan,
Galata Kulesinden ve Pierre Loti'de Istanbul manzarası seyretmeden,
Sanat ve kültür etkinliklerini izlemeden,
Eğlence hayatını merak edip, görmeden,
Ortaköy pazarına uğramadan,
Büyükada'da fayton turu yapmadan,
Boğazda, Kumkapı'da, Çiçek Pasajı'nda balık, Kanlıca'da yoğurt, Beyoğlu'nda profiterol yemeden,
Kapalıçarşı'da halı, mücevherat, deri giyim eşyaları, Mısır Çarşısında lokum, baklava, pastırma, şekerleme almadan,
Beyoğlu'nda ve diğer alışveriş merkezlerinde alışveriş yapmadan dönmeyin.